Ne Zaman Gelirsin

Yaralarına dokunan bendim.

Sen hasretliğimdin ve hasretliğisin cümlelerimin.

Küçük dünyama büyük umutlarınla gelip

Ne halin varsa gör dermişçesine gidende sendin.

Boynumu eğerim sanma sana

Ama sarıldım boynuna.

Sarıldığım sensin yazılarımsa anlamı sana.

Başımda boynuna haktır.

Bu kaçıncı gidişin ve tahminen ne zaman gelirsin  ?

Sende özlersin eminim.

Ve gelirsin ,

İşte sende bana yenilirsin.

GURBETLİĞİM HASRETİM

Bıraktım takvim yapraklarını koparmayı

Bıraktım ayları , yılları saymayı.

Hasrette ,;

Gecede bir gündüzde bir .

Gündüz yüreğinde,

Gece de düşünde …

Kitapların arasında kurutulmuş papatyalar gibi

Kuruyan kalbime.

Mezarlık nerede ;

Mezarlık insanın kalbinde.

Kalbimde gömülmüşlüklere ‘şerefe !.

Gitmek ne kolaydır

Her zaman savaşı veren kalanlardır.

Bu yorgun yüzün ilacı

O ellerdir…

Canım canını yakmak istese de

Ellerinden gelecek her şeyde hayat var.

Soldu gülmelerim , yaşayalım.

Ölme , içimde…

Dışarıya yağmur fikrime sen.

Geceye ay yakışır yanıma sen.

Gözlerinin değdiği yer memleketim

Tutuver de ellerimi uzamasın gurbetliğim , hasretim.

Merveciyim💜

Bugün Pazarmış

Bugün pazarmış.
Sıradan günler değildi ama sıradan bir makyaj yaptım,dışarıya çıkarmış gibi. İyi de geldi. Normalde olsa arkadaşlarımla buluşmak için hazırlanırdım.Birde derdim ki “Bu güzel havada açık alanda oturacağız ama.” En sevdiğim sade türk kahvesini söyler , fal baktırmak için fincanımı kapatırdım. Sonra masa bir bakardık eski sevgili konularına gelmiş en son cümleyi “ Ya kızım bırak sana adam mı yok !” diye noktalardık.😀

Evdeyim , evlerdeyiz. Geçecek elbet dediğim kendime. Sonra bol köpüklü bir kahve yaptım , yüzüme de bir gülümseme yerleştirdim. İçimi boş verin , dışarıya gülün 🙂 Gülmek bulaşıcıdır 🙂

Masamızda kahkahalar uçuşurken de , gözyaşlarımız damlarken de , sustuğumuz anlarda ya en keyifli sohbetlerde yeniden buluşacağız.

Şimdi arka fonda doksanlardan kalma bir şarkı çalıyor. Dinleyin ve güzel günleri hayal edin.Gülümsedim. Şimdi sıra sizde. Gülümseyin. Çünkü bugünde aldığımız nefesin hakkını verelim.

Güzel kalplerinizin hastasıyım. Öperim ! İYİ KALIN 🙂

BİRAZ DA MORAL ŞARKISI OLSUN ;

Ölüme Susamışlık

Ölümüne mi susadın sen derler ya ,

Ölümüne susamış insan gibi susadım sana.

Bilmem o tarafı ben ama

Bu dünyada yaşarken ölmek nedir deseler ,

İki kolunun arasında olamayacağımı bilmektir derim.

İki kolunun arası dünyadaki cennetimdir.

Nefesin oksijenim .

Ve sen beni nefessiz bıraktın.

Üzülme , 

Bıraktım kendime üzülmeyi ben ;

Çünkü ecelime susamış gibi bu gecede resmini öpüp yattım.

karantina gününe not ;

• Yaşamak denilen şey ne basitmiş aslında. Hayat nasıl gidiyor diye sorulan soruya “ Değişen bir şey yok, aynı düzende gidiyor “ demekte nasıl kıymetliymiş…

• Kendimden öte hep insanlığı tuttum ki hâlâ öyle . Sevdiklerim , ailem , iyilik adında toplanmış tüm insanlar ‘ Umut kaybolsada yolunu bulur…

• Şu sıra yanınızda ‘ çaya kaç şeker alırsın diyen biri ya da sen çayı şekersiz içersin’ diyen biri varsa şanslısınız. Çünkü zira insan insana iyi gelmeli .

• Bak gökyüzüne, aynı gökyüzü altında aynı şeyle savaşıyoruz tüm insanlar … 🙏🌹 Karantina gününde her gün kendime bir ders çıkartıyorum…

Not : En bulanık sular bile durulur .  Bedenimin içinde yaşattığım ruhumu seviyorum! O ruh olmasa yazmak ne mümkün…! 💫

• Şimdi bak gökyüzüne , aynı bataklıkta olsak ta yıldızlarımız bir ve parlıyorlar…💛 🌟 

Adamım

Gülüydüm bahçesinde ;

Koklamayı unuttuğu .

Oysa ne güzel koklardın sen , ne derin iç çekerdin birde içine.

Dudaklarının arasından ne güzel çıkardı adım 

Ve her defasında yeni anlam kazanırdı.

Sende kalmadı mı her anım ,

Sende kaldı benim kalp atışlarım.

Sana tutunan yüreğime bir hançeri sapladın .

Ellerim ellerine dolanmışken kanattın.

Gözlerimin gördüğü en güzel manzara gözlerin. 

Ne güzel benimdin. 

Şimdi hiç’inim.

Unuttun mu dünyalar dediğim dünya sendin.

Peki ben o dünyada gökyüzün olabilmiş miydim ?

Sen benim neyin var sorularının ‘HİÇ’ diye iç geçirişim ,

Sen benim her kadeh kaldırdığımda içimdeki yaramsın.

Senin suçun değil be adamım 

Sevmekten korkandan sevgi beklemek benim yanlışım.

Seni son anlatışım dediğim kendimle savaşım.

Gidiyorum derken bile fotoğrafını öperkende

Yolumdayım derken bile yolu sana çıkartmamda hep benim yanlışım.

Ve sen adamım ,

Seninle ben gittikçe içime kapanışım.

Sendin kalbime hançer batıranım.

Katil sendin suçlu ben.

Yasağımdır kendime , çok sevmem seni , yasağımdır.

Kaybettim ben bir  kanepede seninle yaşlanmayı ,

Pencereden gökyüzüne bakıp şarkı mırıldanmayı.

SONA

Uyandım , gözlerimi – ardından ,

Pencereyi açtım ,

Güneş ışıklarını gözlerin sandım.

Hadi ama daha delirmedim …

Uzattım ellerimi 

Bıraktım rüzgara kendimi.

Her rüzgar estiğinde 

Tenimi okşayan ellerin sandım.

Hadi ama daha delirmedim.

Yağmurda dönmeye başladım

Her damla yüzüme değdiğinde

Dudakların sandım.

Hadi ama daha delirmedim.

Yokluğunla sınandım

Sınavımı sana teslim ettim.

Hadi ama sevgilim

Beni sen deli ettin.

Başlangıç ve sondan ibaret olan hayatta,

Başlangıcım olamadın ama sonumdun.

Bak kaçıyorum sana bedenim değil 

Ama ruhum yanında , sokulmuş yamacına.

Hayat Olsun.

Pencerenin arkasında olan hayat olsun…

Sevdiklerime bir şey olmasın. İnsanlık daha fazla zarar görmesin.

Bu son olsun ve bitsin…

Tekrar korkusuzca dışarı çıkabildiğimiz , toplu arkadaş buluşmaları yaptığımız ,

Sarıldığımız , öptüğümüz günlerin hayali …

Hatta sıcak aile oturmalarımızda eşlik etsin.  Bu yol artık çiçeklere çıksın.

Hepimize ders olsun. Her gün son günümüzmüş gibi yaşamaya başlayalım. Doğayı kirletmeyelim – bak insan elini çekince nasıl geldi kendine. Nasıl yeniledi … Ve özgürlüğü öğretti bize. Meğer özgürlüğün ‘ bireysel ‘ olmadığını gösterdi.  Her insan eşit dedirtti. Fakir , zengin ayırt etmedi – herkesi evlerine hapis etti.

İnsanlık şu fani dünyada dostça yaşamayı öğren. Kalbini güzel tut.

Oku. Yorumla. Yaz.Çiz.Boya.İzle. Kendinle kal. Kendini dinle.

Ve yaşamak sen çok kıymetliymişsin !!!

TEK GÜL

Bende isterdim ki güle değsin kuşların kanadı ,

Ve isterdim ki bahçesinde tek gül olmayı.

Olmamışlıklar ülkesinde

Olmadı işte…

Gözlerimi kapadığım an uyumak isterdim , uykularda yanına kaçmayı değil mesela.

Zamanla unuturum dediğim zaman ne zaman bilmek isterim .

Bilsem ki gözlerim gözlerinle buluşacak bir sabah,

Bilsem ki ellerim dokunacak yüzüne

Duysam ve çıksa dudaklarından iki kelime ‘bende özledim.

Solan yapraklarım çiçek açardı

Ve dudaklarım unuttuğu tebessümü ederdi.

Radyolarda en mutlu şarkılar çalar

Gökyüzü güneş açardı.

Umutsuzluk penceresine umut dolardı.

Yarım kalınmış hikayelerin arasında sıkıştım.

Yarınları sevemiyorsak dünü sevdiğimiz içindir ,

Bu sebeptendir ki geçmişe kaçmaları insanın.

Düşlerimden düşerken gözyaşlarımı sildim.

Kurşun insanı öldürür mü

Bir kurşuna ölür mü ?

Kurşun yarası gözlerin aklımı alırdı, bedenim uyuşurdu.

Yüreği bir kurşun acıtmazdı, acıtmazdı ama

Sevdiğinin iki sözü kanatırdı…

İnandığım yerden deli oldum

Yandım tutuştum.

Mendiller buruşturulup atılır

Budur ayrılığın dili.

Duvarlar sessiz kalır burada.

Hangi ayna affeder yorgun yüzü bilinmez

Bilinmez ve

Hüzünlerim benim olsun

Kendi savaşımda en büyük silahım kalbim olsun

Ve sana ölüm uğramasın,

Hüzünler benimle kalsın.