Adamım

Gülüydüm bahçesinde ;

Koklamayı unuttuğu .

Oysa ne güzel koklardın sen , ne derin iç çekerdin birde içine.

Dudaklarının arasından ne güzel çıkardı adım 

Ve her defasında yeni anlam kazanırdı.

Sende kalmadı mı her anım ,

Sende kaldı benim kalp atışlarım.

Sana tutunan yüreğime bir hançeri sapladın .

Ellerim ellerine dolanmışken kanattın.

Gözlerimin gördüğü en güzel manzara gözlerin. 

Ne güzel benimdin. 

Şimdi hiç’inim.

Unuttun mu dünyalar dediğim dünya sendin.

Peki ben o dünyada gökyüzün olabilmiş miydim ?

Sen benim neyin var sorularının ‘HİÇ’ diye iç geçirişim ,

Sen benim her kadeh kaldırdığımda içimdeki yaramsın.

Senin suçun değil be adamım 

Sevmekten korkandan sevgi beklemek benim yanlışım.

Seni son anlatışım dediğim kendimle savaşım.

Gidiyorum derken bile fotoğrafını öperkende

Yolumdayım derken bile yolu sana çıkartmamda hep benim yanlışım.

Ve sen adamım ,

Seninle ben gittikçe içime kapanışım.

Sendin kalbime hançer batıranım.

Katil sendin suçlu ben.

Yasağımdır kendime , çok sevmem seni , yasağımdır.

Kaybettim ben bir  kanepede seninle yaşlanmayı ,

Pencereden gökyüzüne bakıp şarkı mırıldanmayı.

SONA

Uyandım , gözlerimi – ardından ,

Pencereyi açtım ,

Güneş ışıklarını gözlerin sandım.

Hadi ama daha delirmedim …

Uzattım ellerimi 

Bıraktım rüzgara kendimi.

Her rüzgar estiğinde 

Tenimi okşayan ellerin sandım.

Hadi ama daha delirmedim.

Yağmurda dönmeye başladım

Her damla yüzüme değdiğinde

Dudakların sandım.

Hadi ama daha delirmedim.

Yokluğunla sınandım

Sınavımı sana teslim ettim.

Hadi ama sevgilim

Beni sen deli ettin.

Başlangıç ve sondan ibaret olan hayatta,

Başlangıcım olamadın ama sonumdun.

Bak kaçıyorum sana bedenim değil 

Ama ruhum yanında , sokulmuş yamacına.

Hayat Olsun.

Pencerenin arkasında olan hayat olsun…

Sevdiklerime bir şey olmasın. İnsanlık daha fazla zarar görmesin.

Bu son olsun ve bitsin…

Tekrar korkusuzca dışarı çıkabildiğimiz , toplu arkadaş buluşmaları yaptığımız ,

Sarıldığımız , öptüğümüz günlerin hayali …

Hatta sıcak aile oturmalarımızda eşlik etsin.  Bu yol artık çiçeklere çıksın.

Hepimize ders olsun. Her gün son günümüzmüş gibi yaşamaya başlayalım. Doğayı kirletmeyelim – bak insan elini çekince nasıl geldi kendine. Nasıl yeniledi … Ve özgürlüğü öğretti bize. Meğer özgürlüğün ‘ bireysel ‘ olmadığını gösterdi.  Her insan eşit dedirtti. Fakir , zengin ayırt etmedi – herkesi evlerine hapis etti.

İnsanlık şu fani dünyada dostça yaşamayı öğren. Kalbini güzel tut.

Oku. Yorumla. Yaz.Çiz.Boya.İzle. Kendinle kal. Kendini dinle.

Ve yaşamak sen çok kıymetliymişsin !!!

TEK GÜL

Bende isterdim ki güle değsin kuşların kanadı ,

Ve isterdim ki bahçesinde tek gül olmayı.

Olmamışlıklar ülkesinde

Olmadı işte…

Gözlerimi kapadığım an uyumak isterdim , uykularda yanına kaçmayı değil mesela.

Zamanla unuturum dediğim zaman ne zaman bilmek isterim .

Bilsem ki gözlerim gözlerinle buluşacak bir sabah,

Bilsem ki ellerim dokunacak yüzüne

Duysam ve çıksa dudaklarından iki kelime ‘bende özledim.

Solan yapraklarım çiçek açardı

Ve dudaklarım unuttuğu tebessümü ederdi.

Radyolarda en mutlu şarkılar çalar

Gökyüzü güneş açardı.

Umutsuzluk penceresine umut dolardı.

Yarım kalınmış hikayelerin arasında sıkıştım.

Yarınları sevemiyorsak dünü sevdiğimiz içindir ,

Bu sebeptendir ki geçmişe kaçmaları insanın.

Düşlerimden düşerken gözyaşlarımı sildim.

Kurşun insanı öldürür mü

Bir kurşuna ölür mü ?

Kurşun yarası gözlerin aklımı alırdı, bedenim uyuşurdu.

Yüreği bir kurşun acıtmazdı, acıtmazdı ama

Sevdiğinin iki sözü kanatırdı…

İnandığım yerden deli oldum

Yandım tutuştum.

Mendiller buruşturulup atılır

Budur ayrılığın dili.

Duvarlar sessiz kalır burada.

Hangi ayna affeder yorgun yüzü bilinmez

Bilinmez ve

Hüzünlerim benim olsun

Kendi savaşımda en büyük silahım kalbim olsun

Ve sana ölüm uğramasın,

Hüzünler benimle kalsın.